- patlayan
- adj. fulminating, eruptive* * *exploded (adj.)
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
MÜTEFELLİK — Patlayan, infilâk eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
akabinde — zf. Arkasından, hemen arkadan, ardından, hemen ardından Kulağı iki kesik tırnak kıskacına aldıktan sonra başı şiddetle sağa sola sarsar, akabinde yanaklarda patlayan iki şimşek alevi gözlerden çıkar. A. Rasim … Çağatay Osmanlı Sözlük
bubi tuzağı — is. Küçük bir dokunma ile patlayan, kamufle edilmiş bomba … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatapat — is. Ayakla çiğnendiğinde veya bir yere sürtüldüğünde çat pat diye patlayan bir eğlence fişeği, çatpat Elindeki çatapatı ayağının altında ezdi. R. Ilgaz … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinamit — is., kim., Fr. dynamite 1) Nitrogliserin ile yapılan patlayıcı bir madde 2) mec. Tutku, özlem, heyecan Aslında beklediği, Nahit in görünmesiyle patlayan sevgi dinamitinin dinmesidir. T. Buğra 3) sf., mec. Şiddetli, korkunç, hırslı Birleşik Sözler … Çağatay Osmanlı Sözlük
işsizlik — is., ği 1) İşsiz kalma, iş bulamama durumu Ben yazarlıkla işsizliğin zorluğundan yakınıyordum, o tiyatronun belalarından... Ç. Altan 2) Bir iş yeri için durgunluk dönemi Burada işsizlikten patlayan esnaf hele birkaç memur bir eğlence çıktığına… … Çağatay Osmanlı Sözlük
MAYIN — ing. Karada ve denizde, daha çok gizlendirilerek konulan ve temas edilince patlayan bomba … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MİSKET — Fr. Alaybozan tüfeği. Patlayan bombadan etrafa sıçrayarak tahribe, yaralanmaya ve ölüme vesile olan sert parça. Eskiden kullanılmış geniş çaplı bir silâh. * Güzel kokulu meyve. (Elma, üzüm vs … Yeni Lügat Türkçe Sözlük